Hayatınıza dokunacak ve belki aradığınız bir değişikliği sizde ateşleyecek bir kitap mı arıyorsunuz? ‘’Mutluluk Varsayımı (Jonathan Haidt)’’ bunlardan biri olabilir. Bugün köşemi, keyifle bir çırpıda bitirdiğim ve sonrasında da neredeyse önüme gelen herkese ısrarla tavsiye ettiğim bu kitaptan akılda kalacağına inandığım bir kısmına ayırmak istiyorum.

 

Değişim nedir sizce? Ya da kim var olan rutin düzenini değiştirmek ister? İnsan evladı her ne kadar var olan düzenini korumaya ve değişiklikten kaçınmaya çalışsa da; insan beyni ‘’değişim’’ dediğimiz olguya şaşırabileceğiniz seviyede adapte olabilir. Değişim gerçekleştiğinde (ya da gerçekleşme ihtimalini düşündüğünüzde) insan beyni ilk etapta daha önceki yaşanmışlıkların önderliğinde o anki koşulları yargılamaya meyillidir. Yani bir bakıma ‘görecelik’ kavramı söz konusudur… Eskiye göre, ya da alışılmışa göre diyelim; nasıl olacağım kaygısı… Fakat -hayranlık duyduğum- beyin; ilk başta beyin hücreleriyle yeni koşula ani tepkiler geliştirse de, kademe kademe bu duruma alışır ve yeni bir ‘’mutluluk’’ eşiği belirletir insan evladına… Bu sürece ‘’uyum yasası’’ diyor Haidt. Kendi verdiği örnekle; piyangoyu kazandığınızı ya da kaza geçirerek boynunuzdan aşağı felç olduğunuzu düşünün… Hangisini seçersiniz? Bu nasıl soru bile diyor olabilirsiniz şu an? Tabii ki birincisi… Peki; mutluluk açısından bir fark yaratır mıydı sizce-gerçekten-? Uyum yasasına göre uzun vadede; hayır… Çünkü hangisi başınıza gelirse gelsin; bir zaman sonra beyninizin mükemmel işleyişiyle; söz konusu koşula alışacak ve dolayısıyla; belki de mutlu olmak için yeni arayışlara yelken açacaksınız. O yüzdendir belki de paranın aslında mutluluk getirmediği, ne dersiniz?

 

Bu ve benzeri birçok düşünce sisteminden yola çıkarak bir ‘’mutluluk formülü’’ oluşturuyor sosyal psikolog Haidt:

 

MUTLULUK = Genetik olarak mutluluğa yatkınlığınız + Hayat koşullarınız + Gönüllü olarak yaptığınız aktiviteleriniz

 

Buradan yola çıkarak, belki hepimizin bilinç dışında farkında olduğu ama kendisine söylemeyi, ya da yapmayı ötelediği bir gerçeğin altını çiziyor. Genlerimizi değiştiremeyiz, onlar bize soy ağacımızın mirası yapacak bir şey yok, maalesef genellikle hayat koşullarımızı da öyle kolayca değiştiremiyoruz (çalıştığımız iş, yaşadığımız şehir… gibi). Fakat; değiştirebileceğimiz ve kontrol edebileceğimiz şey; gönüllü olarak – bizim kontrolümüz dâhilinde olan- aktiviteler… Burayı arttırırsanız; formüldeki mutluluk matematiksel ve otomatik olarak artacaktır… Dolayısıyla hayatınızda yapacağınız belki de minik adımlarla bile; olumlu ve büyük değişikliklerin yaratılabileceğini bizzat deneyimleyeceksiniz. Bunun için genel olarak 3 önerisi var Haidt’in; ya prozac alın J (her ne kadar ilacı bıraktığınızda etkisi geçecek olsa da kullanılan sürede mutluluk seviyenizi değiştirecektir), ya meditasyon yapın, ya da bilişsel terapi desteği görün. Çünkü gerçek mutluluğa ulaşabilmek için, koşullarımızdan ziyade (nitekim değiştiremiyoruz), zihnimizi ve düşünce sistemimizi değiştirmek gerekir…

Eskişehir Web Tasarım