Çocuk ve Ergenlerde görülebilen saldırgan nöbetler, hırçınlıklar, aktif ya da pasif öfke süreçleri; birçok farklı psikopatolojik rahatsızlığın semptomlarından olabilir. Buna ek olarak; çocuğun içinde bulunduğu hayat koşulları, etkileşimde olduğu kişiler ve bu kişilerle etkileşiminin içeriği ve kalitesi bu öfkenin dışa vurumunu şekillendirecektir. Dolayısıyla, birçok psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi öfke problemlerinde de; öfkeyi tedavi edebilmek için öncelikle bu öfkenin neden kaynaklandığını doğru tespit etmek gerekir.

 

Psikiyatrist Dr. Raul Silva; çocuk ve ergenlerdeki öfkenin kaynağı olabilecek psikopatolojik durumları beğendiğim bir makalesinde şu şekilde sıralıyor:

 

Duygudurum Bozuklukları: Bu bozukluğu yaşayan çocuklar; manik dönemlerinde genellikle düşük oto kontrole sahip olabiliyorlar ve dürtüsel hareketlere daha sık meyil edebiliyorlar. Depresif semptomların ağırlıklı olduğu dönemlerde aktif olarak öfke nöbeti geçirmeseler bile çabuk sinirlenebilen ve tahammülsüz bir ruh halleri olabiliyor.

 

Psikoz: Psikotik rahatsızlıklar birçok farklı şekilde vuku bulabileceği gibi, bazı formları da kendini öfke ile belli edebiliyor. Örneğin; şizofreni tanısı almış çocuklar bazen iç sesleriyle ciddi bir mücadele vermek durumunda kalıyor ve bu esnada etrafa güvensiz ve şüpheci olabiliyorlar. Korkularıyla savaşırken yenik düşmemek adına aşırı bir öfke ve panik hali gösterebiliyorlar.

 

Engellenme: Bilişsel bozukluk yaşayan ya da yaygın gelişimsel bozukluklar gibi sosyal iletişimde aksaklık yaşayan çocuklar; bu bozukluğu yaşamayan çocuklara göre engellenmiş hissetmeye daha meyilli ve dolayısıyla da istediklerinin olmadığı ve engellenildikleri durumlarda sinirli ve öfkeli olmaya daha meyilli olabiliyorlar. Bu çoğunlukla kendi duygularını yönetme becerilerinden kaynaklabiliyor.

 

Dürtüsellik: Davranım bozukluklarında sıklıkla karşılaştığımız dürtüsellik seviyesinin yüksek olması durumu da öfkeyi tetikleyebiliyor. Örneğin Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu olan çocuklarda dürtüsellik sebebiyle karar alma becerileri hasar görebiliyor ve buna bağlı olarak agresyon içeren tutum ve davranışlar sergileyebiliyorlar. Bu durumdan muzdarip çocuklar davranışlarının sonuçlarını düşünemeden hareket edebiliyorlar.

 

Yıkıcı davranım bozukluğu: Bu bozuklukta öfke ve öfke içeren davranışlar bozukluğun doğası gereği beraberinde geliyor. Dürtüsellikte olduğu gibi davranışların sonucunu düşünememekten ziyade, yıkıcı davranım bozukluğuna sahip çocuklar zarar vermek amacı ve niyetiyle hareket edebiliyor ve öfke kontrol probleminin bu çerçevedeki tedavisi görece daha zor ve uzun süreli olabiliyor.

 

Fizyolojik Sebepler: Bazen öfkenin daha organik bir sebebi olabiliyor. Yani, örneğin bir kaza sonucu beyindeki frontal lobda hasarı olan ya da epilepsisi olan çocuklar kontrol edemedikleri öfkeli ve saldırgan davranışlar gösterebiliyorlar.

 

Travma: Bazen çocuklardaki öfkeli davranışlar; psikolojik bir travma sonrası gelişebiliyor ve bu travma sebebiyle yaşayageldikleri duygusal süreçleri bilinç dışı süreçlerle baskılayarak dışarıya öfke ve saldırgan davranış olarak yansıtabiliyorlar.

 

Bu kısa çerçeveden de anlaşılabileceği gibi; öfke ve beraberinde getirdiği davranış bozukluklarını tedavi edebilmek için, herşeyden önce bu öfkeyi tetikleyen ve ana sebep olan kaynağı bulmak ve ona göre bir tedavi planı oluşturmak gerekiyor.

 

Öfkemizi kontrol edebildiğimiz güzel bir haftasonu olması dileğiyle…

Eskişehir Web Tasarım