Birçok ailenin haliyle gündeminde zamanı gelen ve kapı eşiğinde içeri buyur edilmesi beklenen TEOG. Bu ve benzeri sınavların varlığıyla tetiklenen kaygı bozuklukları da misafirimizin beraberinde getirdiği beklenmedik sürpriz olabiliyor. Peki, nedir bu kaygı ve stresin omuz omuza vermesiyle oluşan ve ‘sınav kaygısı’ denilen durum?
Biliyoruz ki ‘normal/ optimum’ seviyede stres bireyin daha etkin çalışmasına, hızlı düşünmesine ve karar vermesine, hatta performansının bile daha hızlı ve doğru olmasına yardımcı olurken; stresin aşırısı her şeyde olduğu gibi; bireyi yapabilecek kapasitedeyken yapmak’tan uzaklaştıran, yapmasına engel olan, herhangi bir konudaki performansını engelleyen bir durumdur. Bu noktada kaygınıza neyin sebep olduğunu, yani kaygının kaynağını bulmak; stresi, sınav kaygısını azaltmak ve uzun dönemli kaygı problemlerini önlemek için en etkin yöntem olacaktır. Örneğin; çocuğunuzun sınav kaygısının temelinde başarısızlık düşüncesi ya da kendisiyle ilgili değersizlik düşüncesi var diyelim. Bu durumu sadece sınav kaygısı olarak ele alıp, sınav geçene kadar bir takım yöntemlerle azaltmaya ya da dizginlemeye çalışmak sadece sınav olana kadar sizi kısa vadede kurtarabilir, ama asıl kaynak (başarısızlık ya da değersizlik) hala orada olacaktır. Bunu buz dağının görünen kısmını kesip attığınızı ama denizin dibinde kalan parçanın halen daha orada olduğunu bilmek gibi düşünebilirsiniz. Sınav sadece bu durumu yansıtabileceği bir araçtır, nesnedir, edilgendir. Aracı kullanan, özne ve etken bireyin kendisidir. Dolayısıyla; yarın bir gün bu iş performansı, evlilik veya romantik ilişkisindeki tutumu bile olabilir (şayet iş durumunu, evliliği ya da romantizmi de bir değerler savaşına dönüştürüyorsa). Buz dağının görünmeyen kısmına odaklanmak psikoterapi ile mümkün fakat şimdilik buz dağının görünen kısmına odaklanalım ki bu yazıyı okuyan ve ‘e ne anladım /ne fayda sağladım ben bu yazıdan’ diyebilecek olanlara da somut bir şeyler sunabileyim:)
Sınav kaygısı diğer kaygı çeşitleri gibi genellikle kendini fiziksel, zihinsel ve duygusal süreçlerle gösterir (uykusuzluk ya da aşırı uyuma hali, baş ağrısı, mide bulantısı, aşırı terleme, nefes alıp vermede zorlanma, ağızda kuruluk, odaklanmada güçlük, kendini düzenleyememe ve organize olamama, kendini başkalarıyla karşılaştırma, korku, düşük benlik saygısı, depresyon, öfke, umutsuzluk… gibi). Yeniden altını çizmem gerekirse; tüm bunlarla orta ve uzun vadede baş etme becerilerini geliştirmeye yönelik stratejiler sayfalar alacaktır. O yüzden kısa vadede, sınavın hemen öncesi ve sınav sırasında neler yapabileceğimize bir göz atalım:
Sınavdan önceki gün/günlerde:
– Eğer rahatlama ve gevşeme tekniklerini biliyorsanız, uygulayabilirsiniz (örn. sınavdan önceki gece)
– Size başarısızlığınızı ya da umutsuzluğunuzu hatırlatacak olumsuzluklardan uzak durmaya, kendinizi de bu anlamda yıpratmamaya çalışabilirsiniz
– Rahatlatıcı film, kitap, magazin ve karikatürler kısa vadeli rahatlamanızı sağlayabilir.
– İstemeseniz bile yemek düzeninizden ve uyku düzeninizden vazgeçmemeye çalışın, fiziksel olarak stabil olmak işe yarayacaktır.
– Sınava gireceğiniz yeri sınav günü görmektense, 1-2 gün öncesinden gidip görebilme, hatta sınıfınıza ve sıranıza bakabilme şansınız varsa yapın; bu zihninizi fiziksel koşullara da hazırlayacaktır
Sınavın hemen öncesinde ve esnasında:
Sınava girecek olanlara başarılar diliyorum.