ÇOCUĞUNUZLA BİRLİKTE UYUMAK ilk başta size güzel bir fikir gibi gelebilse de; uzun vadede bu fikir aile ortamınızda farklı stres faktörleri olarak yankılanacaktır.

 

Bu ve benzeri uyku düzen(sizlikler)inin önemli sonuçlarından biri de çocuklarda görülen ‘DAVRANIŞSAL INSOMNIA’’ yani davranışsal uykusuzluktur. Bu tıbbi tanı Kanada Pediatrik Topluluğunun tanımlamasına göre çocukların yaklaşık %30unu etkiler ve uykuya dalma esnasında yaşanan sıkıntılar, uykudan sık sık uyanma ve gecenin bir saatinde ebeveynlerinin yatağına gelip uyku sürecinin orada sonuçlanması olarak nitelendirilmiştir. Kronik ‘birlikte uyumak’ eylemi uzun vadede; çocuk ya da yetişkin fark etmeden bireyin hafıza zayıflıkları, bedensel yorgunluk ve bir türlü dinlenememiş olma ve düşük enerjili olma hali, depresyon ve obezite gibi sağlık durumlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu tip uyku düzensizlikleri çocuklarda özellikle; dikkat eksikliği, asabiyet ve alınganlık, hiperaktivite, dürtü kontrol bozuklukları, okulda ve evde davranışsal problemler, öğrenme güçlükleri ve hayat kalitesindeki düşüşle ilişkili olabilmektedir.

 

 Yapılan araştırmalar ebeveynlerin özellikle yaşı küçük olmayan çocuklarıyla birlikte uyuma sebeplerinin çok ve çeşitli olduğunu düşündürmüştür. İstatistiki çalışmalara bakıldığında; geçmiş jenerasyonlara göre, günümüzde çocukluk dönemindeki kaygı ve korku bozukluklarıyla daha sık şekilde karşılaşıyoruz. Buna sebep olan elbette farklı sosyo-demografik ve çevresel faktörler mevcut (ebeveynlerin meslekleri dolayısıyla sık sık taşınma, yüksek boşanma oranlarının çocuktaki etkilerini sağlıklı atlatamama, ya da yüksek akademik başarı beklentisi ve sınavlar… gibi). Bunlardan bir tanesi de ‘birlikte uyumak’ olunca ve bahsedilen günümüz koşullarıyla da birleşince; ortaya çıkan tabloda çocuklar kendilerine daha az güvenen, daha az bağımsız, başkalarını dayanak noktası almaya daha çok meyilli olabiliyor ki bu da sağlıklı bir kişilik gelişimini etkiliyor… Ergenliğe yaklaşan birçok çocuk ‘uyku zamanı yalnız olmayı, yalnız başına uykuya geçmeyi henüz öğrenmemiş’ ve ‘öğrenmeye teşvik edilmemiş’ oluyor…
Birlikte uyumak’ eyleminin çocuklardaki negatif etkisini bir kenara koyarsak, ebeveynler de kronik uyku problemleri, fizyolojik ve psikolojik bozukluklarla el ele bu süreçten çıkıyorlar. Buna ek olarak, anne- babanın ‘karı-kocalık’ ilişkisi ve evlilik memnuniyeti de bu süreçle birlikte olumsuz etkileniyor.

 

 Peki Neler yapılabilir?

 

1) Bu durumun ciddiyetini kabul edin ve değişim için kendinizi önce zihnen hazırlayın.

 

2) Çocuğunuzun (ve belki de sizin) bu değişime direnç gösterebileceğiniz ihtimalini unutmayın ve buna hazırlıklı olun. Her gece herkesin kendi yatağında uyuması planınızı uygulayın (bunun için size yardımcı olabilecek araç ve metotlar belirleyebilirsiniz).

 

3) Bu davranış değişikliğinin neden önemli olduğunu/olabileceğini çocuğunuzla da tartışın. Ebeveyn olarak sizlerin de kendi uyku düzeninizi güçlendirmeye ihtiyacınız olduğunu, kendi yatağınızın size ait olduğunu, keza çocuğunuzun yatağının da ona ait olduğunu belirtebilir, ve bu değişimin olumlu özelliklerinden bahsedebilirsiniz.

 

4) Çocuğunuzun kaygısını, düşük benlik saygısını, düşük öz güvenini dışa vurduğu ve birilerine bağımlı olarak hayata geçirdiği davranışlarını (örneğin giyinmesi/soyunması, yemek yemesi gibi davranışlarını onun yerine sizler yapıyor olabilirsiniz) göz önünde bulundurun. Bunların her biri kendi başına uyuyabilme becerisini ve özgüvenini geliştirmesiyle de ilişkilidir. Bunlara da odaklanabilir ve değiştirebilirsiniz.

 

5) İstikrarlı düzenlenen müdahale çalışmaları; çocuklara sağlıklı uyku rutini oluşturmak ve buna bağlı bozuklukları da kademeli olarak azaltmak için fayda sağlayacaktır.


6) Bu değişimi kademeli ve yumuşak bir şekilde uygulamak için bir uzmandan yardım alabilir ve birlikte ailenize uygun ‘davranışsal yeni eğitim modeli’ oluşturabilirsiniz.

 

(Yazı serisinin devamı gelecektir)

 

Psikolog Doktor Gizem Çeviker

Eskişehir Web Tasarım